30 Nisan’da 18 yaşına girecek olan Zeynep Sönmez ile karantina sürecinde neler yaptıklarını, tenisin bugünü ve geleceği hakkında konuştuk…
RÖPORTAJ: SERDAR SÖZKESEN
Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs sürecinde evinizde ne tür antrenmanlar yapıyorsunuz? Karantina günleriniz nasıl geçiyor?
Covid-19 dolayısıyla dünyada yaşanan olağanüstü durumdan dolayı herkes çok etkilendi. Almam gereken tedbirleri iyice öğrendim, uyguladım ve dünyayı yakından takip etmeye çalıştım. Bu süreçte herkes gibi ben de hem kendimle hem etrafımla tekrardan kenetlenme, tazelenme şansı yakaladım.
Uyku düzenimi mümkün olduğunca bozmamaya çalışıyorum. Sabah erken kalkıp, meditasyonumu yapıyorum. Günlük okumalarımı yaptıktan sonra kahvaltımı yapıyorum. Kendimi toparlamama, yalnız kalmama yardım eden bir becerimi geliştirdim ve boyama yapıyorum. Gelecek planlarım doğrultusunda kişisel geliştirme için kendime özel okuma ve izlemeler de yaptıktan sonra, öğle yemeğimi yiyorum. Her gün, o gün için planlanmış egzersizlerimi yapıyorum. Gün sonu haberleri takip ettikten sonra, akşam yemeğinden sonra ailemle zevk aldığımız filmleri seyrediyor veya oyunlar oynuyoruz. Çok geç kalmadan yatağımda meditasyon sonrasında uyumaya geçiyorum.
Kendi programımı yaparken, kontrolümde olmayan birçok durum olduğunu görüyorum ve biliyorum. Planlanmamış her şey, başarısızlık için planlanmıştır mantığıyla, bu süreçte de egzersizlerimi de periyodlandırdım. Hedeflerimiz doğrultusunda elimde olan egzersiz programım, haftada 3 gün ulaşabildiğim ekipmanlarla yapabildiğimin maksimum direnç kazanma, haftada biri gün proprioceptif, balance ve core, haftada bir gün de HIIT yapıyorum. Çıktılarımı haftalık değerlendirip programımı kontrol altında tutuyorum.
Tenise verilen aranın hangi zamana kadar devam edeceğini düşünüyorsunuz?
Sırf benim veya tenis camiasını değil, bütün dünyayı, herkesi ekleyen koronavirüs yüzünden hayat durma noktasına geldi. Bu süreçte kendimi düşünmeden önce, birçok sağlık kahramanı ve günlük olarak hayatlarını sürdürmek zorunda olanlar olduğunu biliyorum.
Bu süreçte takip ettiğim haberlerden ve okumalarımdan, haziran veya temmuz ayında antremanların başlayacağını, eylül veya ekim gibi de turnuvaların başlama ihtimalini ön görüyorum.
Pandeminin orta ve alt segmentteki birçok oyuncuya maddi yönden zarar gördüğü muhakkak. Gidişatın siz oyunculara verdiği etkileri belirtir misiniz?
Bizler dünyada şanslı sayılacak insanlardanız. Sevdiğimiz işten hayatımızı geçindiriyoruz. Evet, bu süreç hayatımızı maddi olarak da çok etkiledi ve etkiliyor. Zor durumda ve negatif etkilenmiş çok kişi olduğunu biliyorum. Ama şanslı olduğumu ve sevdiğim bir işim olduğundan moral motivasyonumu yüksek tutuyorum. Hayatımı her zaman alma üzerine kurmadığım için, kazandığımda iyi, kaybettiğimde kötü gibi bir düşüncem yok.
Hayatın her alanında olduğu gibi tenis sporunda da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Siz her şey düzeldiğinde teniste ne tür değişiklikler bekliyorsunuz?
Dünya tarihinde hiç yaşanmamış bir süreç yaşıyoruz. Tarihte ilk kez, kimsenin 1 ay önce yaptığı planı, 1 ay sonra için geçerli olmadığı bir ortamda yaşıyoruz. Hatta hangi gün dışarı çıkacağımızı veya her yaş grubundakilerin bile sokağa çıkma kararını veremediği bir dönemdeyiz. Yeni düzen ile alakalı herkesin simülasyon fikirleri var ama maalesef ne olduğunu ve olabileceğini bilemiyoruz. Dediğiniz gibi hayat değişecektir. Tenis de hayattın fiziksel ve duygusal ve zihinsel zorluğunun sahaya yansıması olduğundan, tenis içinde de bazı farklılıklar olacaktır ama bunların ne olacağını şimdilik bilemiyorum.