40 yaşındaki eski İspanyol raket Juan Carlos Ferrero, ülkesinde katıldığı bir podcastte çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2003 yılında dünya 1 numarasına oturan Ferrero, 32 yaşında aktif tenis kariyerini sonlandırdığında CV’sinde bir tanesi Grand Slam (Roland Garros), 4 tanesi masters (ATP1000) olmak üzere toplamda 16 tane tekler şampiyonluğu bulunuyordu.
‘Sivrisinek’ lakaplı oyuncu, tenise nasıl başladığı ile ilgili şunları söyledi: “Küçükken tenis ve futbol oynadım. 13-14 yaşlarında futbolu bırakmak zorunda kaldığımda tenis oynamaya karar verdim. Tenisi seçtim çünkü teniste biraz daha iyiydim. 13 yaşında İspanya ve dünya şampiyonu olmuştum. Futbolu çok sevdim ama teniste kariyer yapmaya karar verdim.”
2003’TE KARİYER SEZONUNU GEÇİRDİ
Juan Carlos Ferrero, iki kez Roland Garros’da, bir kez de ABD Açık’ta toplamda 3 kez slam finali oynadı. Tüm bunları 22 ve 23 yaşında yaptı. 2003’te Fransa’da ilk ve tek Grand slam zaferini elde etti ve dünya 1 numarası oldu. Aynı yıl ikisi slam, toplam 7 final oynadı ve 4 kupa kazandı. 67 galibiyet alarak, kariyerinin en iyi sezonunu geçirdi. Toprak zeminde elde ettiği 254 galibiyet ile bu alanda Roger Federer (223) ve Novak Djokovic’i (214) geçtiğini de hatırlatmakta fayda var. Ki, Ferrero 32 yaşında tenis kariyerini sonlandırmıştı.
İspanyol raket, ülkesindeki tenis ortamı ile ilgili şunları kaydetti: “Yaşadığımız alan çok önemli. Birçok erkek turnuvası oynayabileceğiniz yer var. İspanya’da oyuncu olarak bronzlaşmak için çok para harcamak zorunda kalmadan her yere gidebilirsiniz. İspanya’da çok iyi bir hava, birçok turnuva ve eğitilecek iyi derecede akademiler ve seviyesi iyi birçok koç var.”
ARJANTİNLİLERLE REKABETİ ÖZELDİ
Kendi döneminde Arjantinli oyuncularla sık sık rekabete giren Ferrero, bu konuda rakiplerinin hakkını verdi: “Arjantinlilerle rekabet harika bir şeydi. Kendisiyle çok ilgili olmasına izin vermeyen Coria dışında herkesle aram iyiydi ve güzel dostluklar edindim. Sadece kort içinde kalmadı arkadaşlıklarımız. En zorlandığım ve en çok saygı duyduğum rakiplerim David Nalbandian ve Gaston Gaudio idi. Çok iyi maçlar oynadık. Bu kuşağa büyük bir sevgi ile bakıyorum.”
2003’te Davis Cup yarı finalleri için Malaga’da İspanya ve Arjantin arasında sıkı bir seri oynandı. O sırada 23 yaşında olan Ferrero, yaşadıklarını şöyle anlattı: “ABD Açık’ta final oynayıp (Andy Roddick) buraya 1 numara olarak gelmiştim. İlk gün Gaston Gaudio’ya karşı çok iyi oynadım ve rahat (6-4, 6-0, 6-0) kazandım. Fakat ardından beni yenen Agustin Calleri ile oynadığımı hatırlıyorum. Calleri çok güçlüydü ve formda günündeyse ona karşı oynamak zordu. Davis Cup’ta özellikle kendi ülkemde çok fazla kaybetmedim. Calleri karşısında ise set bile alamamak üzücüydü.”
Ferrero, 2006’da Buenos Aires’te Juan Martín del Potro ile oynamış ve ilk turda 6-2, 4-6 ve 6-4 ile kazanmıştı. O gün genç Arjantinli’nin potansiyelini gördüğünü ifade ederek şöyle konuştu: “O gün çok fazla silaha sahip bir oyuncu gördüm. Onunla oynadığımda gördüğüm en zayıf şey maç eksiğiydi sadece. Sonra çok gelişti. En alt seviyede olmasına rağmen çok iyi bir oyuncu olabileceği zaten görünüyordu. Ve beni şaşırtan şey zihinsel düzeyde, çok kısa zamanda güçlendi. Çok fazla gücü var, ama yaşadığı sakatlıklar, olası muhteşem kariyerini engellediği için çok şanssız.”
KARANTİNA SÜRECİ
COVID-19 salgınında herkes gibi karantinada olduğunu ifade eden Ferrero, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tenis akademisinde yaşıyoruz. Bir aydan fazla süredir buradayız ve fazla hareket edemiyoruz. Kimsenin enfekte olmaması için çok ciddi protokollerle küçük bir spor salonunda eğitimlerimizi devam ettiriyoruz. Kimse tenisin nasıl döneceğini bilmiyor. Umarım tenis, eskisi gibi devam eder. Turnuvalara gelince, hangileri yer değiştirecek bilmiyorum, sonunda tüm yıl askıya alınacaksa, oldukça büyük bir felaket olacak. Çok karmaşık iki yıl bizi bekliyor.”
EN BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI
Kariyerinde yaşadığı en büyük hayal kırıklığı hakkında ise, “2002’de Shanghai’da Dünya Turu Finalleri’nde şampiyonluk maçında Lleyton Hewitt’e karşı oynuyordum. Beşinci sete giden maçta 6-4 ile kaybettim. Çok zor bir turnuva olmuştu. Grup aşamasında Roger Federer’e yenilerek turnuvaya başlamıştım. Ardından Andre Agassi’yi 3 sette geçmiş, Jiri Novak’ı da mağlup etmiştim. Yarı finalde Carlos Moya’ya ilk seti 7-6 ile kaybetsem de, çok zor iki seti 6-4, 6-4 ile kazanmıştım.
Dünya Turu Finalleri’nde sona gelmek gerçekten çok zor. Benim için 2002’nin sonu için en çok hatırladığım, göz yaşlarımdı. O maçta çok acı çektim. 2000’de Davis Cup’ta Hewitt turun en iyilerinden biriydi. Bu finalde İspanya’nın kazanması için muazzam bir baskı vardı. Kendi ülkemde daha önce hiç Davis Kupası maçı kazanmamıştım, çünkü bu kupadaki ilk yılımdı. Kendimi bu finalde oynadığımı ikna etmeye ve alıştırmaya çalışıyordum. O gün 4 zorlu sette kazanmıştım ve şampiyon olmuştuk. Bu oyun ve zafer, bana ileri düzeyde bir tecrübe ve baskı karşısında nasıl oynamam gerektiğini öğretti.”
ZVEREV ÇABUK YORULUYOR
Genç raketlerden Alexander Zverev ile 8 ay geçiren Ferrero, NextGen raketler için şunları söyledi:
“İspanyol oyuncular için zaten harika koçlar vardı ve ben de o dönem Zverev ile çalıştım. O, elinden geleni yaptı ve BIG3’nin arasına sızmaya çalıştı ama Grand Slam şampiyonluğu anlamında bence en çok hak eden kişi Dominic Thiem. Nicolas Massu ile çok iyi işler çıkartıyor. NextGen raketlerin kortta çok fazla gelişmeye ihtiyaçları var. Dışarıda bir felaket varsa her şey içeriye taşınır. Kendinize iyi bakmayı öğrenmezseniz, dengeli ve iyi şekilde beslenmezseniz, fizik olarak hazır değilseniz ve konsantrasyon (mental) yoğunluğunuzda eksiklik varsa büyük sıkıntı oluyor.
Zverev kortta üç saat harcamaya ve o zamanda aynı seviyede kalmaya fazla alışık değildir, yani zihinsel yoğunlukta eksikleri var. Çok çabuk yoruluyor ve çalışma anlamında biraz eksikleri var. Takımlarına güveniyorlar ama istediklerini yapamıyorlar. “
YENİ YETENEK: CARLOS ALCARAZ
Şu anda, İspanyolların gelecekte önemli işler beklediği Carlos Alcaraz’ın koçluğunu yapan Ferrero, onun için şunları söyledi: “Bu çok ilginç bir proje, Zverev de iyi bir projeydi aslında. Alcaraz’ı 14 yaşında yakaladım ve şimdi 16 yaşında. Önünde çok çalışmak için yeterli zaman var. Çok fazla potansiyele sahip bir oyuncu, gördüğüm az sayıdaki oyunculardan biri. Hızla gelişiyor ve önüne koyduğunuz oyuncunun seviyesine uyarlanabilen bir yapıya sahip. Thiem’e benzer oyun stili var. Sert ve hızlı zeminlerde oynamayı seviyor. Toprak zeminde kendisini çok rahat hissediyor.”
TARİHİN EN İYİSİ FEDERER
Sıra büyük üçlüyü konuşma zamanı gelmişti. Eski dünya 1 numarası Ferrero bu konuda vatandaşı Rafael Nadal yerine Roger Federer’in tarihin en iyisi olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Onlar tarihin en iyi 3 oyuncusu kesinlikle. Novak Djokovic, üçünün en tamamlayıcısıdır, fiziksel olarak çok az sakatlık yaşadı. Boy, kilo ve mükemmel esnekliği ile çok iyi bir atlet. Ayrıca tüm yüzeylerde iyi oynuyor. Rafael Nadal’ın başını belaya sokan az sayıdaki kişiden biri. Rafa, elinden gelenin en iyisini yapmak için fiziksel olarak çok iyi seviyede ve zihinsel olarak üçünün arasındaki en iyisi.
Karşılaştığım oyunculardan Roger Federer ise, beni kortta daha aşağı seviyede hissettiren tek kişi ve benim için tarihin en iyi oyuncusu!”
*: Bu yazı ilk olarak, Kort Dergi’nin Mayıs 2020 sayısında yayımlanmıştır.