Şüphesiz tenis için zor zamanlardayız. Sezona ATP Cup gibi farklı bir deneyimle girmiş, üzerine orman yangınlarının gölgesinde Avustralya Açık ile devam etmiştik. Şubat ayı ile beraber koronavirüs gündemimize girmiş, yalnızca Çin merkezli olunca uzaktan izleme ve takip etme eğilimine girişmiştik. Takvimde araya Güney Amerika’daki toprak turnuvalarını (Cordoba, Buenos Aires, Şili, Rio) serpiştirmiş, diğer yandan sert zeminde 500’lük üç turnuvayı (Rotterdam, Acapulco, Dubai) sıkıştırmıştık. Kadınlarda Doha ilk Premier 5 turnuvasından biri olmuş, iki hafta boyunca tur Meksika’ya taşınmıştı.
Sıra sezonun ilk masters turnuvası, aynı zamanda Grand Slam’lerden sonra en prestijli turnuva olan Indian Wells’e gelmişti. Novak Djokovic tura adeta tek başına hükmediyor, namağlup şekilde yeni rekorlara göz koyuyordu. Roger Federer Avustralya Açık’ta dizinden sakatlanmış, Rafael Nadal her şeyi yoluna sokmuştu. Kadınlarda Sofia Kenin, Ashleigh Barty, Elena Rybakina, Aryna Sabalenka gibi yeni jenerasyon ablalarına nazaran daha ön plana çıkmıştı. Garbine Muguruza 3 yıl öncesindeki formuna geri dönmüş, Petra Kvitova ve Simona Halep ise ‘tecrübe’nin kelime anlamının içini doldurmakla meşgul oluyordu.
Covid-19’un bu sürede tenise de el atmaması mümkün değildi ve Indian Wells ile başlayan turnuvaların iptalleri kararı Miami, Monte Carlo, Madrid, Roma, Wimbledon’a kadar uzadı. Arafta kalan Roland Garros, kişisel tercihini eylül ayına saklasa da, 2020’de herhangi bir turnuva oynamanın güçlüğü gün gibi ortada.
Oyuncu sağlığı, turnuvalarda tüm ekiple beraber yapılan uzun seyahatların varlığı ve her kalabalığın ortak kümesi içinde kalan tenis sporunda 2020’de maç oynamanın büyük risk olduğu aşikâr. Kaldı ki henüz aşı da bulunmadı. Peki bu durumda en çok hangi oyuncu grubu zarar görecek?
GENÇ JENERASYON KAYIPLARDA
Öncelikle kadınlar tarafından başlayalım. Birkaç oyuncunun turu domine ettiğini söyleyemeyiz ama başta dünya 1 ve 2 numarası Ash Barty ile Simona Halep’in slam sayılarını arttırabilmesi için uygun bir fırsat vardı. Genç jenerasyonun ayak seslerini daha güçlü duyduğumuz grubun içerisinde yer alan Sofia Kenin’in inatçı oyun yapısı ile 2020’de daha büyük işler yapabileceği tahmin ediliyordu. Karolina Pliskova ve Elina Svitolina ilk slam zaferleri için daha olgun bir role bürünmüş, Naomi Osaka ise güçlü enerjisi ile en azından ABD Açık’ı kazanabilecek 5 isimden birisi olarak öne çıkıyordu.
Serena Williams’ın bir türlü ulaşamadığı 24’üncü Grand Slam için Wimbledon ve ABD Açık belki de son şansı olacaktı. Çünkü efsane raket önümüzdeki yıl 40 yaşının içine girecek. Bir de sakatlığı sebebiyle uzun zamandır turdan uzak olan ve formda olduğunda durdurulması çok zor bir oyuncuya bürünen Bianca Andreescu’yu da unutmamak lazım. Bu ara, en çok ona yarayabilir.
DJOKOVIC REKORLARI ERTELEDİ
Gelelim erkekler tarafına. 18 maçın tamamını kazanıp; biri slam, diğeri 500’lük turnuva olmak üzere iki şampiyonluğu müzesine ekleyen Novak Djokovic’e ne demeli? Yıllardır hayalini kurduğu FEDAL’ı geçebilme hedefine o kadar yaklaşmışken, 2020’nin tamamen çöp olması ile bir yaş daha alacak Sırp raket, süreçten en fazla etkilenecek isim gibi görünüyor. ‘Terminatör’ün, halihazırda 17 slam şampiyonluğunu bu form düzeyiyle 19’a çıkartması hiç de şaşılacak bir durum olmayacaktı. Sıralamalar dondurulmasa yıl sonuna doğru Federer’i bu kategoride geçecek ve böylelikle tarihin en iyisi olma yolunda çok büyük bir adım atacaktı.
Rafael Nadal için de farklı şeyler düşünmemek lazım. İspanyol oyuncu sezonun kalanında Roland Garros ve ABD Açık’ı kazanabilecek potansiyele sahipti ve Roger Federer’i slam sayısında bu yıl geçebilirdi. Bir ay sonra 34’üne girecek olan Rafa’nın önümüzdeki sene kort içindeki işleri daha da zorlaşacak.
Aynı şekilde uzun zamandır BIG3’ün pabucunu dama atması beklenen NextGen’in son 4 Grand Slam’in 3’ünde final oynayarak iyiden iyiye ağabeylerine korku salması onlar adına da büyük şanssızlık oldu.
Özellikle Dominic Thiem’in 2 kez final oynadığı Roland Garros’ta bu yıl şeytanın bacağını kırabilme ihtimali bir hayli yüksekti. Her zamankinden daha olgun kimlikteki Alexander Zverev, hırs küpü Stefanos Tsitsipas ve sessiz kahraman Daniil Medvedev de sezonun kaybedenleri arasında. Keza onların hemen ardından gelen Alex de Minaur, Felix-Auger Aliassime ve Denis Shapovalov’un da hanesine zarar yazılabilir.
SAKAT FEDERER ŞANSLI MI?
Roger Federer… Diz sakatlığı sonrası en erken Wimbledon’da kortlara dönmesi planlanan İsviçreli oyuncu, böyle bir durum gerçekleşse bile ‘ne kadar verimli olabilirdi?’ büyük soru işareti. Yine de ‘arka bahçesi’ olarak gördüğü Wimbledon’da geçen sene yarım bıraktığı işi tamamlamak için elinden geleni yapacaktı.
Sezonun kalanında ABD Açık ve ATP Finalleri gibi hedefleri de olacaktı ama artık 39 yaşındaki Federer’in slam kazanması gerçekten de olağanüstü bir durum olurdu. Seneye belki de onun turdaki son sezonu olacağı için en azından bir Grand Slam daha kazanıp veda etmenin izini sürecek. NextGen’in sağlam ve güçlü olması, onun slam rekorunda zirvede kalması için tek umudu gibi görünüyor. Aksi halde hem Novak Djokovic’in hem de Rafael Nadal’ın onu bu kategoride geçme ihtimali bir hayli yüksek!