Japonya’nın Osaka kentinde Japon bir anne ve Haitili bir babadan dünyaya gelen Naomi Osaka, dünyanın en çok kazanan kadın sporcusu. Bu kategoride uzun zamandır tahtı elinde bulunduran Serena Williams’ı geçmesi, onu daha bir özel kılıyor.
Osaka, son olarak tüm dünyada büyük ses getiren ve ABD’de bir polisin George Floyd adındaki siyahi bir insanı gözaltına aldıktan sonra yerde boynuna diz çökerek nefessiz bırakıp öldürmesi ile sonuçlanan elim olayın ardından hiç susmadı. Twitter hesabından yaptığı paylaşımlar, Floyd’un öldürüldüğü Minneapolis’teki protestolara katılmaları ile sürekli bu acıyı hissetti ve onlara destek verdi. Genç oyuncu, hissettiklerini şu notlarla paylaştı:
“Benim adım Naomi Osaka. Hatırlayabildiğim sürece insanlar beni tanımlamakta zorlandı. Asla tek bir açıklamaya uymadım ama insanlar beni yargılamak için çok hızlı davrandı. Japon mu, Amerikalı mı?, Haitili mi?, Siyahi mi?, Asyalı mı? Ben aslında tüm bunların hepsiyim. Kişiliğimin oluştuğu yıllarımı ABD’de büyüyerek geçirdim. Ben Asyalıyım, siyahiyim ve bir kadınım. Kendimi olduğu gibi kabul ettim.
Dürüst olmak gerekirse, şimdiye kadar herhangi bir konuda görüşlerimi yansıtmak için zamanım olmadı. Son birkaç aydır, hayatımda gerçekten önemli olan şeyleri yeniden değerlendirdim. Belki de ihtiyacım olan bir sıfırlamaydı. Kendi kendime ‘Tenis oynayamazsam fark yaratmak için ne yapabilirsin?’ diye sordum. Konuşma zamanının geldiğine karar verdim. İki yıl önce ABD Açık’ı kazandığımda ve hayatımın bir gecede değiştiğini yazmayı asla hayal edemezdim. Ama artık yazacağım ve bunlar benim düşüncelerim.
George Floyd’un cinayetinin olduğu o korkunç videoyu görünce kalbim ağrıdı. Bir eylem çağrısı yapmayı hissettim. Cinayetten günler sonra ona karşı borcumuzu ödemek ve seslerimizi sokaklarda duyurmak için Minneapolis’e erkek arkadaşımla uçtum. Oradaki halk için yas tuttuk ve barışçıl bir şekilde protesto ettik. George Floyd Anıtı’nı ziyaret ettik ve bizimle aynı amaç için gelenlerle bağlantı kurduk. Minneapolis’te olmak, o anda doğru olan tek şeydi.
Los Angeles’a döndüğümde, dilekçeler imzaladım, protestomu devam ettirdim ve çoğumuz gibi bağışlar yaptım. İleride çocuklarım için bu dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için neler yapabileceğimi sormaya devam ettim. Sistematik şekilde devam eden ırkçılık ve polis vahşeti hakkında konuşma zamanı geldiğine karar verdim.
George vahşice öldürüldü. 2014 yılında Michael Brown’un bir polis tarafından vurulduğunu hatırlıyorum ve o zamandan beri hiçbir şey değişmedi. Siyah insanlar yıllardır bu baskıya karşı tek başlarına savaşıyorlar. Bu konuda ‘ırkçı değiliz’ demek yeterli değildir, ‘ırkçılık karşıtı’ olmalıyız.”
Osaka tüm bunları yaparken, özellikle sosyal medyadan sıklıkla ırkçı içerikli mesajlara maruz kaldı. Bunlarda yetmiyormuş gibi, Japonya’daki vatandaşlarından da fazlasıyla tepki aldı. O ise bu duruma biraz sinirlenerek, “Japonya, gerçekten harika bir yer. Bütün ülkenin ırkçı olduğu yönünde yanlış bir yoruma yol açmak istemem; ama her yerde olduğu gibi, burada da çürük elmalar var” ifadelerini kullanarak, ülkesindeki homojen yapıya vurgu yaptı.
22 yaşındaki oyuncu, konuya ilişkin İngiliz basınına da konuştu ve ‘Siyahilerin Hayatı Değerlidir’ (Black Lives Matter) hareketine destek vermek amacıyla Minneapolis ve yaşadığı Los Angeles kentindeki eylemlere katılmaya devam ettiğini söyledi. Tüm dünyada önde gelen sporcuların sözlerinin, siyasetçilerden daha etkili olabileceğini ve ırkçılığa karşı mücadelesini sürdürmeye sonuna kadar kararlı olduğunu vurgulayan Naomi Osaka, “Sessiz kalmak asla bir cevap değildir. Herkesin bu konuda bir sesi olmalı ve bunu kullanmalı” dedi.
*: Bu yazı ilk olarak, Kort Dergi’nin 28’inci sayısında yayımlanmıştır. Kort Dergi’yi Turkcell Dergilik ya da Türk Telekom e-dergi uygulamalarından da indirebilirsiniz.